30 Haziran 2009 Salı

2009 En Düz Kadın Yarışması

Badamlı Üniversitesi Sosyal İncelemeler Merkezi'nin düzenlemiş olduğu "En Düz Kadın" yarışmasının sonuçları belli oldu. Yarışmamızda her biri birinden iddiali isimleri bir arada görmek, jüri üyelerini hem sevindirdi hem zor dakikalar yaşattı. İngiltere'den özel olarak gelen jürimiz sonucu belirlemekte epeyce zorlandı. Yarışmamıza katılma cesareti gösterip de dereceye giremeyen adaylara şimdiden geçmiş olsun diyor, bir dahaki yarışma için umutlarını kaybetmemelerini tavsiye ediyoruz.

İşte sonuçlar ve yarışmamızı kazanan isimler:
  1. Perihan Mağden (9.4)
  2. Banu Güven (9.0)
  3. Sertab Erener (8.7)
  4. Şevval Sam (8.2)
  5. Arzum Onan (7.9)


Kategoriler:
  • Fiziki, sosyal ve yeteneksel olarak global düzlemde ortalamalık
  • Çok yönlü insan olma çabası
  • Yaratıcılık eksikliği, eğlencesizlik, standartlık
  • Okullarda öğrenilmiş yaşam, görüş ve duruş pratikleri
  • Normal ilgi alanları: Tarih, spor, yemek, felsefe, yoga, vejeteryanlık, doğa, alternatif tıp, antika, minimalizm, organik lifestyle, kuantum fiziği vb..

Derece alan adayların hediyeleri (sırasıyla):
Dolma kalem, sırt çantası, çek-at fotoğraf makinesi, walkman, başarı plaketi.

Not:
Yarışmada başarılı olan adayların, ödüllerini politik sebeplerden dolayı reddetmesi yasaktır. 2011 yılında Hindistan'da açılması planlanan Badamlı Üniversitesi Ulaştırmacılık Bölümü Başkan Adayı Bahaddi Shin Chal ödülleri bizzat kapılarına kadar teslim edecektir.

23 Haziran 2009 Salı

Gülderen Abla Yanıtlıyor

Merhabalar Gülderen ablacığım,

Ben 24 yaşında çok güzel ve çok bahtsız bir kızım. Bahtsızlığım biraz da kendi lakaytlığımdan mı kaynaklanıyor, artık bunu okuyunca siz karar verirsiniz. Ablacığım, benim erkeklerle derdim var. Daha geçenlerde ayrıldığım sevgilimin kırkı çıkmadan başka bir erkekle yakınlaştım. Üstelik ayrıldığım sevgilimin sevgilisi olduğu gibi, yakınlaştığım kişinin de nişanlısı var. Ama inan ki ablacığım sevgilisi olan tıyniyetsiz adam beni "vallahi onu sevmiyorum, zaten ayrılacağım" diyerek kandırmıştı ve o arada da kendine aşık etmişti. Bunun yalan olduğunu anladım tabi ama hırs yaptım ayrılmadım. O dönem kendimi çekirdeğe vermişim, her yanım sivilce, öyle fena bir dönemdi. Hırsım geçince zaten bitti, acı çekmedim. Nişanlı olana gelince, o benim çok sevdiğim bir arkadaşımdı, inanınız ki onunla ilgili bir art niyetim olmamıştı. Ama nasıl olduysa oldu, aramızdaki yakınlaşmadan sonra pişman oldum, onda da bana karşı bir soğukluk sezdim ve onu kaybettiğimi düşünerek çok üzüldüm. Kahrımdan iki günde bir koca kavanoz Nutella'yı ekmeksiz nasıl yemişim bilmiyorum. İşimi gücümü yapamaz hale geldim, adet düzenim bozuldu. Ablacığım, içinden çıkamadığım nokta şu ki aşık oldum dediğim insandan ayrılıp acı çekmediğim halde, çok sevdiğim bu arkadaşımı kaybetmiş olma ihtimalinin beni derinden yaralaması ve haftalarca acı çektirmesini hiçbir kurama sığdıramıyorum. Ne olur buna bir açıklık getirin. Rumuz: Bas Balkon

Cevap: Sevgili yavrum, öncelikle şunu belirtmem gerekir ki bahtsızlığın güzelliğinden değil kafasızlığından ileri gelmekte. Yoldan geçen en anlayışlı vatandaşa sorsan, "Be akılsız, hadi ilkini anladık, aşk diyorsun. Peki nişanlısı olan adamla ne işin vardı, bunda da mı sen masumsun, yürü git işine" demez mi? Der. Bir başka şahsi fikrimi belirtmem gerekirse, "çok sevdiğim bir arkadaşımdı" lafı yüzyılın kolpasıdır. Buna ancak Kuşum Aydın'ı inandırırsın. Ne demek istediğimi sen gayet iyi anladın. Tek diyebileceğim yavrum, titre ve kendine gel. Yok ben daha aymam diyorsan bundan sonraki sevgilini çıtayı yükseltmek adına evli adamlardan seçmeğe gayret et derim. Çıta önemli.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Badamlı Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Açıldı

Yaptığı akademik açılımlarla bilim ve sanat yolunda hızla ilerleyen Badamlı Üniversitesi 2009-2010 öğretim yılında da yepyeni bölümlerle kamuyla buluşuyor. "İkisi bir arada" mottosundan yola çıkarak açılan mimarlık bölümümüz İç ve Dış olmak üzere aynı anda disiplinler arası çalışabilen tek üniversite olmasıyla da dünya da bir ilki başarmıştır.

Üstelik tam 2 senelik. Uzatma, bütünleme yok!

Haydın Şerefyan öncülüğünde açılan fakültemiz Şehrazat, Düş Sokağı Sakinleri gibi ünlü isimlerle kadro için görüşmelerini sürdürüyor.

Haydın Şerefyan "wireless sız üniversite çimi kalmayacak" diyor. Badamlı Üniversitesi Kampüsünden bir görüntü

Mimarlık Fakültesi geçici dekanı ünlü klarnetçi Haydın Şerefyan bize evinin kapılarını açarak 24 saatini anlattı. İç tasarımda işlevselliğe önem veren Şerefyan, "tasarımda en önemli şey vakittir" diyor. Bir türlü çözüm bulamadığı şey ise elektronik cihazların kabloları.

"Evimde nereden geldiğini anlamadığım şarz aletleri var. Çay kaşıklarımın ve çay tabaklarımında sayısı bir hayli fazla."

"Sabah dediğin benim için 3'ten 4'ten önce başlamaz. Kalkar bi kahvemi yaparım şöyle. Sütsüz 2 şekerli nescafe. Sonra bi sigara yakıp tuvalet keyfi yapmadan güne başlayamam. Kahvaltı yapmam. Bazen yumurta kırarım, yumurtasız da olmaz be abi"

"En büyük sorunum kültablası. Şimdi öyle birşey oluyor ki bu evde bazen 7-8 kişi oluyoruz malum kayıt prova falan, okumalar yapılacak oluyor. Geçemiyosun mikrofonun önünden feedback yapacak diye, en yakındaki bardağa atıyorsun ister istemez izmaritleri. Üstüne de kola falan döküyoruz kime ne yakınsa artık. Zaten çoğu biradan koladan eşantiyon bardak, sorun olmaz yani"

"Bir diğer sorunum kumanda. Vallahi arkadaş, zengin olurdum o kumandalara verdiğim parayla. Ben anlamıyorum ki nereye kaybolur bu kumandalar. Yenisini alıyorum eskisini buluyorum. Malum uydu, kablo, plazma.. süs olsun diye değil. Bi de her kumanda da olmuyor tabii, orjinal almak gerekiyor. Sırf bu yüzden halıda yaşamaya başladım. Yorganı serdiğim gibisiynen uzanıyorum bi yanımda laptopum açık, reklam olunca mail falan bakiyorum. Ayak baş parmağımla uzanıp değiştirebiliyorum kanalları. Öyle iki saat kalk otur yapmaktansa. Gerçi şu televizyonun üstünde duran kolonyayı sürünesim geliyor bazen ama hep unutuyorum yanıma almayı, ancak tuvalete gitme bahanesiyle dökünüyoruz yani, gelince gidince falan "

"İnternet bakarım muhakkak. O gün neler olmuş, hangi elektronikler çıkmış bi incelerim. Konserler extralara dalarım. Arasıra futbol bakarım. Elektroniğe meraklıyım. Bak evime 2 laptop 1 desktop var. Mac, Pc ne ararsan. Ama ben Applecıyım, tasarımcı olunca ister istemez ona yönleniyorsun"

"Genelde salonda uyurum doğru. Ama özel bir nedeni yok. Belki, daha pratik diye olabilir."

"Öyle büyük bir ev kazası falan yok çok şükür. Bi keresinde yine yağda yumurta kızdırmıştım. Dışarı taşırken elim yandı halıya bırakmak zorunda kaldım. Halı da öylece bi iz çıktı malum. Bir de kalorifer damlatıyordu bir zaman. Ben de o aralar extradır kayıttır televizyondur derken ilgilenemedim tamiratlarla. Leğen kova falan koyuyordum damlatan yere. Bir gün geldim olduğu gibi su tüm parkeler. Havasını almıştım gerçi ama merkezi olunca bi işe yaramamış demek"

"Çok fazla pet şişe olduğu bir gerçek. Çünkü benim biyolojik saatim gece işliyor. Gece hiçbir sucu açık olmadığı için açık marketten 5'lik sipariş veriyorum. Aynı şekilde tüp de öyle kaynadı gitti. Elektrikli kısmını kullanıyorum yumurta, makarna yapmaya"

Dekanımız için ne dediler:

"Aylardır vileda kovasının üstünden atlamaya üşenmiyor da kaldırmaya üşeniyor. Haydın Bey o vileda suyunu haftalardır değiştirmediği halde evinde koku olmayan bir çapın adamıdır"
(Zülküf, 43)

"Haydın Hoca kraldır. Sigaramda kül birikince boş ver silkele gitsin diyor. Halıda kamufle oluyormuş. Her geldiğimde yemek sepetinden bişeyler ısmarlar bana eli açıktır yani" (Erdem, 21)


14 Haziran 2009 Pazar

5 Yalan

Çok güzelsin, çok değişik bir güzelliğin var, biraz İtalyan biraz İspanyol karışımı. Avrupai.
Çok farklısın, konuşmanın, tavırlarının kendine has bir yanı var. İnsan seninleyken hiç sıkılmıyor.
Senin yanında kendimi çok rahat hissediyorum. Acayip şey. Kendimi düşünmeden sana teslim edebilirim.
Sanki aklımı okuyorsun, söyleyeceklerimi ben söylemeden önce söylüyorsun. Çok garip.
İlk gördüğüm andan beri seninle ilgili çok farklı şeyler hissediyorum. Sanki seni yıllardır tanıyorum. Hiç böyle hissetmemiştim.