24 Mayıs 2010 Pazartesi

Yaşlılar Serisi

Merkezimizin çekirdek kadrosu bu hafta sizler için mahalle mahalle, semt semt gezerek yaşlı insanları araştırdı. 50 yaş üstünü konu alan bu araştırmamızı yaparken önümüzden pasta-börek, çay-çökelek eksik etmeyen tüm yaşlılarımıza teşekkürlerimizi sunarız.

İzmir Aydın Kadını: Aydın, laik, hayvan ve doğa haklarına duyarlı Cumhuriyet kadınıdır. Toplu taşıma aracında gençleri kaldırmaktan çekinmezler. İstanbul'lularla aynı şeyleri yapar ama onlar gibi cemaatleri, cemiyetleri olmadığı için kendilerini Cumhuriyet mitinglerinde gösterir, onlar kadar parası olmadığı için mahalle kuaförüne giderler. Senfoni orkestrası konserlerini kaçırmazlar. Gençlerden istekleri hiç bitmez, sürekli yakınır, emir verirler. Eğer bir yerde kuyruğa girmesi gerekirse öndekiyle sohbet ayağına yatıp kaynak yapmaya çalışır, gençlerden biri uyarırsa azarlar, terbiyesiz saygısız der. Sarı saçlı mavi gözlü Atatürk aşığıdır. Gavur İzmir'li olmakla övünür. Batılı turistlere tapar. Ülkesinin satılmasına karşıdır ama evini Amerikalı'ya satar. Doğa gezilerine, ucuz turlara katılır. İlk gittiği ve en beğendiği yer İtalya'dır. İtalyan'ları aynen Türkler'e benzetir, aynı biz diye anlatır durur.

Asker Olma Özlemiyle Yanıp Tutuşan Kravatlılar: Bir hanımefendi görsün hemen başlar bizim zamanımızda diye. Her kötü şeyi Akp getirmiştir. Atm bozuk Akp, zam geldi Akp, otobüs dolu Akp. Yüksek sesle dile getirdiği bu fikirlerine halktan destek bekler. Genç görsün, şuraya bak saygısız diye direk karalar. Herkesin kendiyle aynı fikirde olduğuna emindir. Cumhuriyet dersi verir. Hala Çanakkale, Trablusgarb konuşur.

Belediye Parkında Spor Yapan Sauna Eşofmanlılar: Daha çok Akdeniz bölgesinde görülür. En büyük hobileri yemek yapmaktır. Çiftli ya da 3'lü gruplar halinde gezerler. Her sene komşuyla zayıflama planı yaparlar. Aslında fazla kiloları yoktur ama şu göbeği eritse bütün derdi bitecektir. Kahvaltıdan veya akşam yemeğinden sonra komşuyla belediye parkında yürüyüş ve parktaki sözde fitness aletleri ile spor yapar, dönerken mahalle pastanesinden dondurma alır, eve varınca "içim kıyıldı" deyip yarım ekmek arası peynir domates yerler. Bu türün erkekleri deniz kenarlarında gözlenebilir.

Sıradışı Sanatçı Ruhlu: Cahit Berkay, Erkin Koray, Serdar Ateşer gibi kişiler bu kategoriye girer. Toplumdan çok çekerler, "abi sen kız mısın" diye itin köpeğin maskarası olur ama yine de saçlarını kestirmez, oturdukları yerden Türk zihniyetine lanet ederler. Ergenlikte takılı kaldıkları müzikleri hala dinler de dinlerler. En sevdikleri gruplar arasında Deep Purple muhakkak bulunur. Kadife pantalon gardroplarının vazgeçilmezlerindendir. Hiç dayak yemeyecekmiş gibi yaşayıp, cesur çıkışlar yaparlar.

Moda&Nişantaşı Teyzeleri: 3 sohbetten en az birinde adalardan bahsederler. Çantalarında misafirlikte içmek için taşıdıkları ince beyaz sigaraları vardır. Müzik dinlemek için Aya İrini'deki davetlere gider, şıklık yarıştırırlar. Lokallerde, kulüplerde, cemiyetlerde gezerler. Butiklerden alışveriş yaparlar. Rutin yaptıkları işler arasında kuaföre, masaja ve tatile gitmek bulunur. Düzenli bir aile hayatları vardır. İlk tanıştıkları beyle evlenmiş, sonsuza kadar mutlu olmuşlardır. Çocukları okumuş iş, güç sahibidir. Komşuculuk yapmaktan hazzetmezler. Kocaları akşam üzerleri ellerinde migros poşetiyle görülür.

İşbilen Teyzeler: 1. ya da 2. katta otururlar. Öğretmenlik ya da memurluktan emekli olmaları muhtemel. Mahallede ne olup ne bitti, kim geldi kim gitti bilirler. Hitabeti kuvvetlidir, gereken yerde gereken cevabı verirler. Fazla yakın arkadaşları yoktur. Büyük şehir hayatına uyum sağlamış olanları muhtemelen apartman yöneticisidir. Zemin katta oturan öğrenciye bekara kök söktürür, apartmanın önünden günde 3 kere geçiyorsa hepsinde yan gözle bakar, kolaçan ederler. Yılların unutturduğunu dost meclislerinde bunlar hatırlatır. "Aaa sen onu unuttun mu hani o kız bizim Aynur'un oğlunu apartmanda sıkıştırmıştı da oğlan reddedince sinir krizleri geçirmişti, herkes ayağa kalktı, duymayan kalmadı" diye artık kocaman olmuş evli barklı adamları, kadınları bir kalemde silerler. Siyasetten organik tarıma, yardım toplantılarından kuantum fiziğine herşey ondan sorulur.

Kötü Yaradılışlı Pencere Önü Demirbaşı: Gelenek görenek nedir onlar bilir, İç Anadolu'lu olmaları muhtemel. Kafayı toplum ve ahlak kurallarıyla bozmuşlardır. Arasıra görücü bakarlar. Herşeye karışır, namus bekçilerinden daha yobazdır. Gençlere hiçbir şekilde tahammülü yoktur. Birşey yapmasa bile sırf öğrenci evi diye ne idüğü belirsiz der. Öğrenciye selam vermez, hürmet bekler. En büyük gayesi erkek evinde çıplak kız, kız evinde yarıçıplak erkek görmektir, hele bir görsün. Hayvanlarla da arası kötüdür, hele gencin evindeki kediye hiç tahammül edemez. Fesatlığından tipi garipleşmiş, tablo yaşmakla da tamamlandıysa anlaşılmaz adeta görünmez olmuştur. Hiç arkadaşı olmadığından yakınır. En yakın arkadaşı mahalledeki en ezik ev kadınıdır. Onun için herşey kötü düşünme sebebidir, kısa giyince "Şuna bak şu hale, utanmaz" uzun giyince "Gerici" der. Ev sahibine yöneticiye şikayet yağdırır, ergeni-genci sigara içerken görürse anneye babaya muştular. Genç ne yaparsa onun tam tersi kural olsun der. Apartmanın otomatiğini kim bozdu, çöpü olmayacak saatte kim dışarı attı, otopark kavgasını kim başlattı, hangi evde içki içildi hepsini yöneticiye yetiştirmekle mükelleftir.

Hacı Teyze-Hacı Amca: Milyarder oldukları rivayet edilir. Arap dünyasının su özlemi ve sefa düşkünlüğü bünyelerine dühûl etmiş olacak ki havuzlu sitede otururlar. Zaten hep yaşlıların oturduğu bu sitede yarıya kadar dolu havuza sadece kapıcının çocukları girer. Kıyafette uzun etek(kumaş pantolon)&yelek modası hakimdir. Yemek yer sofrasında yenir. Yemek saati gelince hacı amca "Hanım hadi sofra örtüsünü getir" der. Çökelek bu sofranın vazgeçilmezlerindendir. Torunlarını ölene kadar finanse ederler ama yaranamazlar. Yaşlanınca bunarlar.

Hiç yorum yok: